11 Mayıs 2011 Çarşamba

Hz. Danyal (a.s) Cesedi Çalına bilir mi ? .................

Hz. Danyal (a.s)  Cesedi Çalına bilir mi ? Cevab ı Nasıl Olur  !..
Mehmet başar

Manevi değerler adına haftanın her Cuma günü Haziran - 2006 yılı münasebeti üzerine konu ( belge) arama yaptığım sırada Hz. Danyal (a.s) ın bir vesile ile Kabir aramasına dönüşmüş kazı çalışması yapıldığı günlerde, bizim de bu konu dikkatimizi çekmiş ve bahsi geçen günler de Müze Müdür vekili tarafından, Danyal (a.s) hayatı üzerine kısa bir açıklama yerel basına vermişti.
Müze müdür Vekilinin basına kısa da olsa yaptıkları ilk olarak bir belge diyerek kendilerinden almak için müze müdürlüğüne gittim. Konu üzerine düşüncemi açtığımda beni Kazı alanına davet etmişlerdi. Cumartesi günü için anlaşmış, bu arada konu üzerine bilgilerinden yararlanmak için düşündüğüm Emekli İmam Hatip Abdurrezak Öz hoca efendi ( Ashab-ı Kehf Nerede ? başlığında İslam Hukuku Sayfasında 5 hafta yayınladığımız açıklamasından tanırız ) ile konu üzerine sohbet etmek için Müze müdürü ile gitmemizi kararlaştırarak aynı akşam hoca efendiye misafir olduk.
*
Abdurrezak Öz hoca efendi ile yapılan 2.3 saat süren sohbetimizin sonu cumartesi saat sekizde Kazı yerinde buluşma kararı alarak ertesi gün kararlaştırdığımız kazı yeri olan Makam Cami kuzey doğu tarafında Caminin bir kısmının da kazıya girdiği bölümlerde bize bilgilendiren müze müdür vekili sonrasında yaklaşık olarak 8,5  metre kadar çukur olan kazı incelemesi içerisinde iken Abdurrezak Öz hoca efendinin çukurun tabanında doğu tarafında görülen bir metre kadar ende, bir o kadar da boy olan sert cisimin merak etmesi kazı çalışmasında işçi lik yapan genç insana aşağıda bulunan sert kaya benzeri kütleden parça kırarak almasını istemesi ile işçi hemen eline aldığı çekici ile çukura inerek sert görünen cisimin üst bölümüne vurarak birkaç parça kırık alarak çukurdan çıkmak istemesine rağmen işçi çıkamamışlardı.  Diğer bir işçi nin el uzatarak arkadaşı işçi yi yukarı çıkarılmıştı. Yarım saat sonra ancak kendine gelen genç işçiye neden çıkamadın sorusuna verdiği cevap ta” Güzel bir Koku Geldi, benim çukurdan çıkmaya gücüm yetmedi “ demişti.
*
Hoca efendinin engin tecrübesi ile kırılarak eline teslim edilen Sert parçacıkları inceleyen Abdurrezak Öz hoca nın açıklaması ile Hz. Danyal (a.s) Kabri olduğu kesinliği orta konuldu.
Kabrin ortaya çıkması üzerine bizim Ulusal gazeteci arkadaşımıza olayın basına medyaya ulaşması için haber verdik. Böylece Danyal (a.s)  yüzlerce yıl içerisinde şurada veya burada gibi varsayımları ileri sürerek tartışma meydana getiren Tarihçilere ( 12. ağustos. 2006 ) tarihi itibari ile SON Nokta konulmuş oluyordu. 
Olaya vesile olmamız dolayısı ile bizde 14.08.2006 tarihinde yayınlanan köşe yazımız              DANYAL    ( A.S )     KABRİ BULUNDU “ başlığında köşe yorumu içerisinde yer almıştı.
*
Yukarıda kısaca yazdığımız olayın hatırlamamız üzerine yaptığımız açıklama öncesi ve sonrası yapılan yorumlarda, Danyal (a.s) üzerine belge ve yorumlar üzerinde durmadan bizim 8,5  metre aşağıda bulunan Kabrin NEDENİ ÜZERİNE durmayı istiyorum.
Özellikle çok değer verdiğim Abdurrezak Öz hoca efendinin konu üzerine yaptığı yorumda, ‘Ebu Musa Eşari r.a, Tüster ( Tarsus ) şehrini fethettiğinde Danyal'ı bir tabut­ta buldu. Tabutun içinde iken onun damarları atıyordu. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştu:"Kim Danyal'ı bulursa, onu Cennetle müjdeleyin."
Danyal'ı bulup gösteren, Harkos adındaki bir zattı. Ebu Musa, Hz. Ömer'e mektup yazarak durumu bildirdi. Hz. Ömer de cevabî mektu­bunda şöyle diyordu: "Danyal'ı defnet, Harkos'u da bana gönder. Çünkü Peygamber (s.a.v.), onu Cennetle müjdelemiştir." Burada şu kısa belgeyi de, kayda düşelim, Danyal a.s Cesedi bulununca, parmağında ki yüzüğü ve bir Mektupla durumu Halife Ömer’e haber verir. Halife Ömer Yaptığı istişare  sonunda Hz. Ali nin  “ Bu  Ceset  Beni İsrail’in Peygamberlerinden Danyal Nebiye ait dir. Cesedi tekrar kefenleyip cenaze namazını kılarak, ve Muhkem bir şekilde Kabir e defnedilmesini Hz. Ömer e söyler. Ve Danyal Nebi’nin Cesedini Beni İsraillilerin çalabileceğinden dolayı derin bir şekilde mezarını kazılması istenir.
Ve anlatıldığı şekilde yapıldığı söylenir.
*
Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz, Başlığımızda, “ Hz. Danyal (a.s)  Cesedi Çalına bilir mi ? Cevab ı Nasıl Olur  !..” diye soru ortaya çıkmaktadır.
Danyal (a.s) ın Cesedinin çalınması hususuna gelinecek olunursa acaba yukarıda anlatıldığı gibi, Beni İsrail liler tarafından Çalınabilmesi düşüncesi acaba ne kadar doğru denilebilir ?.
Bizim burada düşüncemizi zorlayanın, yıllarca Danyal (a.s) Cesedi bir bina içerisinde yerleştirilmiş LAHİT içerisinde iken Ceset’in Beni İsrailliler tarafından çalınmadığı, Müslümanların Tarsus u ikinci defa Ebu Musa Eş’ari Komutanlığında feth, miladi 639 yılında edilmesi üzerine Hazne dairesi diye söylenen bina içerisinde ne var dır diye kapıyı açtırarak Cesedi gören Ebu Musa Eş’ari (r.a) durumun Halife Ömer’in haberi olması için Ceset ten aldığı Yüzük ( iki aslan arasında bulunan çocuk ) figürü ve bir Mektup ile ulaşmasını sağlar. Yukarıda bu bölümün kısa açıklaması yer almıştır.
Halife Ömer’in cevabı Mektubunda, Yapılan açıklamada söylenildiği gibi Danyal (a.s) Cesedi İslami gereken kefen, namaz ve diğer leri yapılarak, kabri derin şekilde kazılarak ve muhkem şekilde üstü örtülür vede su akıtılır.
*
Cesedin beni İsrailliler tarafından çalınma olasılığı düşünülerek bu anlatıldığı şekilde kabrin defni yapıldığı söylenirken, Diğer taraf tan “ Mirat’ın Kâinat ” isimli Tarih Kitabında, Kitabın Müellifi, Nişancı Zade Mehmet Paşa:  Hz. Danyal a.s  kabri Müslümanlar Tarsus’u Feth ettiğinde, Ebu Musa Eşari r.a  tarafından bulunup ve Kabri Muhkem Şekilde yapılmasının arkasına, “ Şehrin Irmağını teyemmünen,  ( uğur )  ve Teberruken ( bereket ) Kabri şerifinin üzerine akıttı.”.. cilt 1. sayfa 227  denilmesi bizimde bu tespitinde ileri sürülen yorumun daha mantıklı bana geldi.
Bu gün meydana çıkan Kabir derin bir şekilde kazıldığı meydana çıkıyor. Kabrin Üzerinden Su geçirilmesinin sebebini kaynaklarda iki yorumda görüyoruz birincisi, ‘ Cesed’in çalınmaması, İkinci si ise  “ Şehrin Irmağını teyemmünen,  ( uğur )  ve Teberruken ( bereket ) Kabri şerifinin üzerine akıttı ‘ tespitidir.
Hz. Danyal (a.s) nın Tarsus a gelmesinin nedeni olan Kıtlık sürdüğü ve yapılacak dua ile bu sorundan kurtulunması amacı idi. Bilindiği gibi yaptığı dualar sonunda bulunduğu bölgeye Bereket geliyordu. Bu düşünceden dolayı olacak ki, Suyun aktığı bölgede çeşitli meyve, sebze gibi ürünlerin yetişmesinden dolayı, Su’yu Danyal Nebinin Kabri nin üzerinden geçirilerek Mahsullerinin Bereketlenecek ve Uğur sağlayacak düşüncesinden olacağı, “ Şehrin Irmağını teyemmünen,  ( uğur )  ve Teberruken ( bereket ) Kabri şerifinin üzerine akıttı “ tepsinin daha anlamlı olduğunu görmekteyiz.
Danyal (a.s) ın Cesedi Çalınmaması, İsterse Teyemmünen ve Teberruken olsun diye yapılan tespitlerin her ikisi ninde doğru olması düşünülür iken bana göre ikincisi olan “ teyemmünen,  ( uğur )  ve Teberruken ( bereket ) “ diye yapılan tespitin daha anlamlı olduğunu söylememiz yanlış olmaz kanaatidir.
Kabir çevre düzenlemesi şu günlerde devam etmektedir.

Mehmet başar 06.05.2011  mbasar71@mynet.com   05355167740

19 Ocak 2011 Çarşamba

Ashab-ı Kehf Nerede?

Ashab-ı Kehf Nerede? (1)

Mehmet Başar 

Ashab-ı Kehf seri yazımız 27. Haziran.2005 tarihinden itibaren 6 hafta süren, Yayın hayatına son veren haftalık yayınlanan Ashab-ı Kehf gazetesinde yayınlanmıştı.

2005 ve daha öncesinde Kahraman Maraş Afşin Ashab-ı Kehf Külliyesi derneğinin 13.08.2004 tarihinde, Afşin Sulh  Hukuk Mahkemesi’ne dava açarak Tescil edilmesini istedi. Dava konusu olarak, “ Tarihsel kaynakların belirttiği şekilde  “Afşin Ashab-ı Kehf Mağarası’na  güneşin doğarken ve batarken girdiği konum” mağaranın gerçek yerini tespit bakımından herkesin üzerinde ittifak ettiği bir husustur. Bu nedenle güneş doğarken ve batarken güneşin mağaraya nasıl düştüğü hususunun bilimsel olarak tespit edilmesi gerekmektedir.” diye gerekçe açıklamasında bulunmuşlardı.

Ashab-ı Kehf  (mağara arkadaşları) nın yaşadığı yer Afşin’de olduğunu ve bu nedenden dolayı yapılacak çalışma sonrası Asliye Hukuk mahkemesinin vereceği karar ile tarifi yapılan adreste yapılacak çalışmalar bu iş artık Resmen Ashab-ı Kehf (mağara arkadaşları) nın hayatının geçtiği yer olarak sahip olunma düşünülmekteydi.
*
Olay Tarsus ta duyulur, duyulmaz Başta Belediye Başkanı Burhanetdin Kocamaz konunun üzerine ciddiyetle eğilerek, Belediye Başkan Vekillerinden Kerim TUFAN, üç Belediye’ avukatı ve Abdurrezzak ÖZ hoca Efendi, Ayrıca İki dönem Milletvekilliği yapan Hukukçu Edip ÖZGENÇ ile beraber Afşin’e konuyu araştırma ve Tescil davasına Müdahil olarak katılmak için heyet halinde gidilir.
Ashab-ı Kehf tescil davası tartışması artarak devam ederken, kendimizde üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek amacı ile konunun uzmanı Emekli İmam Abdurrezzak Öz hocamızdan önemine binaen, Ashab-ı Kehf (mağara arkadaşları) nın Kuran Tefsirlerinde, Hadis’i Şerifler ve İslam tarihi Kitapları doğrultusunda ileri sürülen yer olarak neler demişler olduğu üzerine ilmi olarak anlatmasını istedik. Allah razı olsun, hocamız bizi kırmadılar bazı bilgileri şifaen, bazı bilgileri de daha önce hazırladığı ve hazırlattığı belgeleri takdim ettiler.
Hocamızın anlattığı bilgileri ve belgeleri tam sayfa olarak üç gün yayınladık. Sadece Abdurrezzak hocamızın anlattıkları ile kalmayarak ek olarak birçok konu hakkında bilgi ve belgeleri tamamı olarak 6 hafta yayınladık. İnşallah Rabbim nasip ederse elimizde olan bilgi ve belgeleri Hocamızın anlatımı sonrası Tefsirlerde, İslam tarihi Kitapların da ve günümüzde konu üzerine düşünce beyan edenlerin çalışmalarında,” Ashab-ı Kehf  ( mağara arkadaşları) Nerede ? “ Başlığı adı altında haftanın her Cuma günü Allah (c.c) nasip ederse köşemizde yer alacaktır. Rabbim doğruları söylemeyi ve yazmayı nasip etmesini diliyorum.
*
Tarsus Belediyesi’nin organizesi ile isimlerini saydığımız heyet topluca Kahraman Maraş ın İlçesi Afşin’e giderler. Bundan sonrasını Heyet içerisinde yer alan Emekli İmam Hatip Abdurezak Öz hocamızdan okuyalım.
“ Son zamanlarda yine ESHAB-I KEHF in yeri nerede tartışması. Konusu üzerinde bir hayli durulmakta olduğunu görüyoruz. Bu arada özellikle Kahraman Maraş’ in Afşin ilçesinde bulunan ASHAB-ı KEHF ile ilgili, orada bulunan kişiler Afşin de ki yer üzerinde ısrarla durmakta ve mahkeme kararı ile yer tespiti istemektedir. Olaya seyirci kalmayan bilimsel olarak yaklaşan TARSUS üzerinde duran tefsir ve tarihçilerin konu ile ilgili incelemeleri göz önünde tutularak ilgilenmemizi bir görev kabul ettik. Bu cihetle konu ile ilgili tefsir ve tarihçilerin yaptıkları açıklamaları dile getirmeye çalışacağız. Bundan dolayı konuya hassas bir şekilde yaklaşan belediye başkanınıza memnuniyetimizi bildiririz. Başkanımız Burhanettin KOCAMAZ bir) heyet kurarak Afşin de iddia edilen ASHAB-I KEHF in yerini tetkik etmeye gidildi, ayrıca yer tespiti için mahkemeye müracaat edilmesinden dolayı, heyet olarak bizde mahkemeye müdahil heyet olarak katıldık.
*
Heyetimizde Belediye başkan yardımcısı Kerim TUFAN, üç Belediye’ avukatı ve ben vardım. Gereken girişimlerde bulunduk. Bu arada yer tespiti incelemek için mağara dedikleri yere vardık, karşımıza mağara diye çıkan bir yer görmedik sadece bir yamaç duvar bir yerde yaptığım inceleme de Kuran’ın tarifine göre bir mağara olmadığını gördüm. Sadece yamaçla, kayadan ibaret yer olduğunu; önüne bir mescit yapılmış olduğu bunun daha önce, kilise olup sonradan mescit’e çevrilmiş olduğu bu kayanın girişe göre sol tarafı mescidin duvarı ile çevrili üstü sonradan kemer şeklinde kapatılmış bir kayadan başka bir şey değildir. Kuran ‘in tarif ettiği şekilde bir benzerlik yoktur. ASHAB-I KEHF ‘in saklanabileceği bir mağara mevcut değildir.
Yapılan vakfiyelerde, ASHAB-I KEHF adına yapılmış vakfiyeler olup orada kervansaray bulunması dolayısı ile günün Şartlarına göre oranın ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmış vakfiyelerdir. İsme göre vakfiyelerin isim sahibinin orada olduğunu gerektirmez, Örnek olarak İBNİ SİNA hastanesi veya üniversitesi ‘dendiğinde İBNİ SİNA ‘nın mezarı orada demek değildir. Burada ki vakfiyeler bunun gibidir. Mağara adıyla zikredilen vakfiye vakıflar genel müdürlüğünün yazılarında olduğu gibi Cebeli. KEHF dağı isim TARSUS’ la ilgili geçmektedir. Afşin de yapılmış vakıfta isim olarak ASHAB-I KEHF vakfiyesi ve ASHAB-I KEHF Medresesi vakfiyesi gibi isimler altında mevcuttur.
Ancak mağara diye bir şey yoktur, bu da gösteriyor ki Kervan Sarayın, Medresenin giderlerini karşılamak için yapılan vakfiyelerdir. “ Abdurezak Öz hocamız konuya devam edecektir inşallah….