26 Mart 2012 Pazartesi

Arşiv Belgeleri Işığında Ashab-ı Kehf- 2 (Hıristiyanlıkta Ashab-ı Kehf) 02-

Arşiv Belgeleri Işığında Ashab-ı Kehf- 2 (Hıristiyanlıkta Ashab-ı Kehf) 02-

1- RESİMDE MAĞARANIN ORTASINDAN YUKARISI GÖRÜLMEKTEDİR.
2-MAĞARA ÜSTTEN   GÖRÜLMEKTEDİR...   
 Mehmet Başar  26.03.2012












Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ve Arkadaşları, Öğr. Gör. Yaşar Baş, Öğr. Gör. Rahmi Tekin, Arş. Gör. Osman Kaşıkçı’nın birlikte hazırladıkları “Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Ashab-ı Kehfeserin Ashab-ı Kehf ile ilgili olan bölümünden alarak,Arşiv Belgeleri Işığında Ashab-ı Kehf “başlığında istifadenize sunulan çalışmamızın siz değerli okuyucularımıza yararlı olması dileğimizle konuya yine eserde ki, “ HRİSTİYANLIK’TA ASHÂB-I KEHF “ başlığında sunuyoruz.
Tarsus, Müslümanlar için olduğu kadar Hıristiyanlar için de önemlidir. Zira onlara göre de Eshâb-ı Kehf, “Yedi Uyuyanlar” namıyla bilinmektedir. Fransızların Grand Ansiklopedisinde Sept Dormans=Yedi Uyuyanlar adı altında Eshâb-ı Kehf in hikâyesi şöyle anlatılmaktadır:


“Dekyus (Decius), Hıristiyanları katlettiği sırada asil bir aileye mensub yedi kardeş ( Maksimyanus, Malkus veya Margus, Martininanus, Konstanitnos, Diyonisyus, Yuhanis ve Sürasiyu ), kendilerini dini terk etmeye zorlayan “Efes” valisinin tehditlerine şecaatle mukavemet ettikten sonra bir mağaraya iltica ettiler. Onları ve onlarla birlikte kendilerini sadıkane takip etmiş olan köpeklerini öldürmek için bu mağaranın kapısını ördüler. Duvar bitmeden bir Hıristiyan bu vakıa dolayısıyla yazmış olduğu bir bakır levhayı mağaradan içeri atmıştı ( Rakıym bu levha demek oluyor).
Fedailer uyudular. 150 sene veya 197 sene sonra M.S. 448 tarihlerinde II. Teodos zamanında sadece bir gün uyumuş olduklarını zan ederek uyandılar. İçlerinden birini yiyecek satın almak için şehre gönderdiler. Bu adam kapılarda haç işaretlerini görerek hayrete düşmüş ve aynı zamanda alış veriş ettiği kimselere İmparator Dekyus zamanından kalma sikkeler gösterdiği için onları da hayrete düşürmüştür. Efes (Efsus) piskopos’u, İmparator ve İmparatoriçe, bu harikayı hayretle temaşa etmek için derhal mağaraya gittiler. Fakat yedi şehit, ölülerin dirileceğine böylece delil gösterildikten sonra yeniden uykuya daldılar ve bir daha da uyanmadılar. Bunların kapanmış oldukları mağara bilahare mü’minlerin ziyaretleri ile meşhur oldu ve bu mağarayı hâlâ seyyahlara gösteriyorlar.
Bunlardan kalanlar Marsilya’ya nakledilmiş, nakil esnasında kullanılan büyük taş sandık Marsilya’daki Sent Viktor Kilisesi’ndedir. 528 tarihinde Suriye piskoposu “Jean Dö Serağ”ın bir kıssa şekline soktuğu bu destan, sonradan Greguar Dülos tarafından Süryanice’den Latince’ye tercüme ve teksir edildi. Bu eserin ismi “Döglorya Martirom”dur. Bu yedi kişinin isimleri Yunan ve Latin, Habeş ve Rus takvimlerinde bazı tadilat ile mezkûrdur. Yunan takvimlerinde sekizinci olarak köpeğin ismi de görülüyor. Latin Kilisesi’nde bunlar 7 Temmuz’da anılmaktadır. Yunan Kilisesi’ne göre yedi şehidin mağaraya kapandıkları gün, 4 Ağustos ve uyandıkları gün 22 Teşrin olarak anılmaktadır”.
Görüldüğü üzere, Hristiyanlar’in da Eshâb-ı Kehf hakkında naklettikleri hikâyeler İslâm kaynakları ile büyük bir benzerlik arzetmektedir. İsim ve yerler farklı olsa bile, aynı olaydan bahsedildiği muhakkaktır. En büyük farklılık Eshâb-ı Kehf’in uykuda kaldıkları süre hususundadır. Bilindiği üzere, Kur’an’da üstü kapalı da olsa 309 sene uyudukları ifade edilmektedir. İslâm âlimlerinin büyük bir çoğunluğu da Eshâb-ı Kehf’in 309 yıl uyudukları hususunda fikir birliği içindedirler. Oysa Hıristiyanlar arasında bu süre 150, (157) veya 197 olmak üzere çeşitli süreler gösterilmektedir. Bizce asıl olan Kur’an’in ve İslâm âlimlerinin sözleridir.
Hıristiyan kaynaklarının bizden ayrıldığı bir diğer husus da, bu mağaranın yeridir. Zira Hıristiyan kaynaklarında mağaranın yeri olarak hep Efes gösterilmiştir. Halbuki İslâm kaynakları, ittifakla yüzde 90′ı Tarsus’u gösterirken, bazı kaynaklar da Afşin’i göstermektedirler. Aralarında bölge farkı vardır.
*
‘ Rakıym ‘ kelimesinin ne anlama geldiğini yukarıda ehil kalemlerimiz anlattı. Bizim burada ki yapacağımız kısa bir teklif var.  “ASHAB-I    KEHF     VE   RAKIYM ! “ balığında ( 06.10.2006 ) tarihinde yazdığımız araştırma yazı yorumumuzda, “ KURAN’DA DA  RAKIYM   OLARAK  İSMİ  ANILAN  LEVHALARIN   TARSUS’UN  MANEVİ  DEĞERLERİNE   AİT  OLDUĞUNU  SÖYLEMEME  GEREK  VAR MI  BİLMİYORUM !, İLGİLİ  KİŞİ  VE  KURUMLAR  BU  MANEVİ  DEĞERİMİZE  SAHİP  ÇIKARAK   TARSUS’A  GETİRİLMESİNİ  SAĞLAMAMIZ  EN  TABİİ  HAKKIMIZDIR .” diyerek nokta koymuştuk.
Şimdi bu teklifimizi yenilemek isterim. Tarsus Ashab-ı Kehf  ( mağara arkadaşları) nın isimleri bulunan Levha’nın ‘ Marsilya’da büyük bir taş sandık içerisinde bulunan Levha’ları Sent Viktor Kilisesi’nden ‘ istenerek getirilmesi sağlanmalıdır.
Getirilmesi güçlüğü varsa o zaman ikinci bir teklif, Mevcut Levha’ların Marsilya, Sent Viktor Kilisesine gidilerek Levha’ların birer benzerleri yapılarak Tarsus Ashab-ı Kehf  ( mağara arkadaşları) nın sığındıkları yere yapılacak bir bina içerisine yerleştirilmesi sağlanmalıdır. Yapılacak bina içerisine konu ile ilgili eserler konularak, Ziyarete gelenlerce “ Ashab-ı Kehf  ( mağara arkadaşları)” nın bilgi ve belgelerini öğrenmelerine vesile olunmalıdır.
Mağara Arkadaş’larına yapılacak en güzel hizmet olacaktır. Günümüzde yaşayan Müslüman kardeşlerimize ve gelecek Nesillerimize kalıcı olarak çok güzel bir hizmet olarak kalacaktır.
Yaptıranlarımıza da Allah ( c.c ) indinde kazancının ne kadar olacağını ancak o (Allah ) (c.c) bilir.
Devam edecektir……

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder