29 Mart 2012 Perşembe

“Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Ashab-ı Kehf “ Kitabı ve Prof. Dr. Ahmet Akgündüz 05-

“Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Ashab-ı Kehf “ Kitabı ve Prof. Dr. Ahmet Akgündüz 05-



Yaklaşık olarak on yedi yıl önce, Tarsus sanayi ve Ticaret Odası’nın girişimiyle 93 yıllarında Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof, Dr. Ahmet Akgündüz’e hazırlattığı ‘Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Ashab-ı Kehf isimli kitabın tanıtım toplantısında konuşan, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Kur’an-ı Kerim’deki Kehf Suresi’nde anlatılan ve yüzyıllardır nerede yaşandığına dair çeşitli rivayetlere konu olan Ashab-ı Kehf Olayının Tarsus’ta geçtiğini anlatır. ( Bu haberi kaynak olarak aldığımız Ulusal Gazetelerden Türkiye Gazetesi yayınlamıştı )..İşte bu haberi küçük sayılacak kadarı ile müdahale yapılarak 2005 Temmuz ayında Yerel Olarak yayınlanan Ashab-ı Kehf Gazetesinde yine uzun seri olarak yazı dizimiz içerisinde yer alarak yayınlamıştık. 2005 Temmuz ay’ı içerisinde yayınlanan bu bölümü o günlerde okuma fırsatı olmayan okuyucularımıza sunmuş olmakla sevinç duyuyorum.
Allah (c.c) nun bu Olayı Kuran’ı Keriminde biz inananlara sunması elbette bizlere yarayacak çok örneklerin olmasından dolayıdır. Dileğimiz ki Ashab-ı Kehf ( mağara arkadaşları) dan bizlere sunulan almamız ile çok yarar bulacağımız bu mübarek insanların Tevhid ehli olarak dağlara kaçmış olmaları, sadece Allah’a İman etmelerinden başka bir şey değildi.( Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Ashab-ı Kehf, Kitab’bında  Ashab-ı Kehf ile ilgili bölüm bu seri yazı çalışmamızın gelecek hafta ile başlayacağız İnşaAllahu )
Ashab-ı Kehf yaranlarının Makam, mevki amacında olmadıkları, Tek olan yüce Allah’a inanmış olmaları ile Sarayda yaşarlarken Kral Dakyanus’un Zülmün den kaçmışlar. Tek Allah’a olan İmanlarından dolayı, Saraylarda yatarlarken sıcak döşeklerini terk ederek dağlara kaçan ve sonucunda Mağaraları kendilerine Mekân kılan, Yedi Genç’in hayatını her Müslümanın doyasıya okumaları ve alınacak olan ders’leri hayatlarına geçirmeleri halinde kendilerine büyük faydaları olacaktır. Sözü fazla uzatmadan Ahmed Akgündüz’ün 1993 yılı sonunda kitabın tanıtımının haberini okuyarak yetkili bir Araştırmacı bilim adamından Ashab- Kehf  ( mağara arkadaşları) yaranlarının Nerede yaşamış olduklarının belge ve bilgisine kavuşalım.
*
Ashab-ı Kehf Tarsus’un Destanıdır başlığında olan haberde, “ Uzun süren araştırmalar sonunda “Arşiv Belgeleri Işığında Tarsus Tarihi ve Eshab-ı Kehf isimli bir kitap yazan Prof. Dr: Ahmet Akgündüz, ( Heyet olarak hazırlanan kitap ta, Öğr. Gör. Yaşar Baş, Öğr. Gör. Rahmi Tekin, Arş. Gör. Osman Kaşıkçı’nın katılımları ile kitap meydana gelmişti ) 150 milyon Osmanlı arşiv belgesi ve Hadis kaynaklarına dayanarak Eshab-ı Kehf hadisesinin %90 ihtimalle Tarsus’ta yaşandığını açıkladı.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Tarsus Sanayi ve Ticaret Odası’nın kendisine müracaatı üzerine yaptığı araştırma sonuçlarını ve yazdığı kitabı Tarsus’ta düzenlenen bir toplantıda halka açıkladı.
Ashab-ı Kehf’in Kuran’ı Kerimde biri sureye ismini verecek kadar Önemli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Akgündüz “Bu hadise batıl karşısında Hak’kın mücadelesidir”.
Ashab-ı Kehf buradadır” iddiasında bulunulur. 33 yer olduğunu anlatan Prof Dr. Ahmet Akgündüz “Araştırmalarımız göstermiştir’ki hadise, Hıristiyanlık ve İslamiyet’in tarihi kesişme noktalarından biri olan Tarsus’un destanıdır. Kur’an-ı Kerim’de hadise mahalli olarak belirtilen Efsus ise bütün tefsirciler tarafından Tarsus olarak zikredilmiştir,” şeklinde konuştu.
Araştırmaları sırasında 150 milyon Osmanlı arşiv belgesi içinde sadece Tarsus ile ilgili en ince ayrıntılarına kadar 10 ciltlik bir ansiklopediyi dolduracak kadar belge ile karşılaştıklarını kaydeden Prof. Dr. Akgündüz, bu belgelerin içerisinde Ashâb-ı Kehf mağarasının Tarsus’ta olduğuna dair bilgiler bulunduğunu bildirdi.
Müracaat ettikleri Hadis kaynaklarının %90’ında da Eshab-ı Kehf’in yeri olarak Tarsus un gösterildiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet gündüz, hadiseye en çok sahip çıkan bölgelerden biri olan Afşin konusunda ise şu açıklamayı yaptı: ‘ Afşinliler, şuradadır” diyor. Fakat hadisenin geçtiği Bencilüs Dağı diye bir yere Afşin’de rastlanmıyor.
Kral Dakyanus un zulmünden kaçan 7 kişinin dağlarda dolaştıkları sırada Afşin’e uğramış olma ihtimalleri vardır. Ancak orada kalmamışlardır.
Bu sebeple Afşin’de Eshab-ı Kehf’e ait vakıflar var, makam var, Mağara ise Tarsus’ta.” Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Hıristiyanlar’ın Ashab-ı Kehf’in Efes’te olduğu yolundaki iddiaların ise tamamen çürütüldüğünü söyledi.
Efes’te zulme maruz kalan 7 Hıristiyan gencinin Miladi 150 veya 157 yılında kaçakları, halk arasında “7 uyuyanlar mağarası” olarak bilinen mağarada 250 sene uyudukları ve uyandıktan sonra şehid edilerek cesetlerinin İspanya ‘ya götürüldüğüne dair iddiaların asılsız olduğunu anlatan Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Kur’an-ı Kerim’ deki Kehf Suresinin 9-26 ayetleri arasında anlatılan hadisenin aslını ise şöyle anlattı: “Hadise Hz, İsa’dan sonra miladi  2 ’ ci yüzyılın sonunda başlamıştır.
Bizans Kralı Dakyanus ülkesini putperestlikle damgalamak üzere harekete geçip dindarların üzerinde baskı kurunca, buna direnen 7 genç Allah’ın birliği ve tevhid yolunda ısrar edip Kralı reddetmişlerdir.
Ya putperestliği kabul edecekler ya da öldürüleceklerdir. Bu 7 genç yanlarında bir köpekle birlikte dağlara çıkarlar ve uzun süre gezerler. Dönüp dolaşıp Bencilus Dağına gelirler. Dakyanus’un zulmünden kurtulmak için sığındıkları bir mağarada ibadet ederlerken uyumaya başlarlar.
Kur’ an-ı Kerim’de anlatıldığına göre 309 sene uyurlar ve Peygamberimizin doğumundan 60 -70 sene evvel miladi 480-490 yıllarında tekrar uyanırlar.
Onlar bir iki saat uyuduklarını zannetmektedirler ve karınları acıkmıştır. İçlerinden biri yiyecek almak için Bencilüs Dağı’ndan Tarsus’a inince, yüzyıllardır uyudukları anlaşılır ve bölge halkının aşırı ilgisi yüzünden zor durumda kalırlar. Bu sırada Allah, onları tekrar uyutur ve bir daha uyanmamak üzere canlarını alır.”
(1) Türkiye Gazetesi Kasım -1993

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder